YILKI ATLARI altındaki ota ulaşıyorlar. Onların sığınakları çam ağaçlarından oluşan orman. Kışın kar yağdığında ağaçların altına sığınarak yaşamlarını sürdürüyorlar. Romanda yılkılık etmek sahibini biraz sıkar. Ama tabiatla haşır neşir olmuş bu açıkgöz köylü zaman zaman azan vicdanını susturur: “Bir ben yapmıyorum ya. Ben koymadım ya bu usulü. Hem Allah rızkını verir vb.” Zor geçen bir kıştan sonra dağlarda, ovada kendi kendini kurtaran at, bahara kadar yaşayacak kuvveti gösterirse, sahibi tekrar işe koşmak için alacak. Sonraki kışa Allah Kerim! Doru, bir ahırda doğmuş, yanşlardaki başarısından dolayı el üstünde tutulmuş bir attır. Anlamaz bir türlü kendisini neden eve almadıklannı, köyün dışına gitsin diye boşladıklannı. Boşu boşuna giriştiği birkaç geri dönme çabasından sonra alır başını gider. Küsmüştür. Evinin kapısını kendisine kapatanlara karşı küskünlüğü keskin bir kişneme ile ilân eder. Ovada kendi gibi başka yılkılıkla karşılaşır. Çılkır bir çeşit dostluk kurulur aralannda. Terk edilmiş iki at bulmuştur birbirini. Sonra başka yılkılıklara da rastlarlar. Aygır iyi bilir ovayı ve savaşmayı. Güçlü kuvvetli bir aygırdır. Kışa dayanacak kurdu parçalayacak, kurtlarla karşılaşan atları savaş nizamına sokacak güçtedir, (ki de yardımcısı vardır kendi gibi. Ama diğerleri… Doru ve çılgır ilk defa kurtlarla karşılaşırlar. Aygır, kurtla ilk karşılaşan bu zayıf atlara karşı bir çeşit sorumluluk duyar, onları korur. Romanın en güzel sayfalarından olan yılkılıklarla kurtların savaşında arka planda kalmamakla beraber çok hazin bir hikaye daha vardır Kurdun hikayesi.Bu güç hayat Doruya göre değildir. Hastalanır ve arkadaşlarından ayrılarak bir köye sığınır. bir köylü ona acır bakar ve iyileştirir. iyileşir iyileşme, ovaya gitmek ister Doru, Çılkırı özlemiştir. Ama Çılkır bir kurdun yemi olmuştur. . . . . . . . . . Kış bitince sahibi Doru'nun peşine düşer. Göstermek istenesede ata karşı bir sevgisi vardır. ata karşı olsan olsn ilgisi sadece menfaatemi dayabır yoksa sevgi mi? Belki ikiside. romancının karmaşık duyguları ifade ederken bu müphemliği vermesi de güzel. Doruyu yakalamanın engüzel yolu tayı getirmektir. Ama o yumuşak, güzel, vakur Doru, sert ve amansız bir kıştan sonra, canlanmıştır ve kendisinden en beklenmedik işi yapar. Tayının peşine düşüp evine döneceği yerde, tayınıda peşinden sürükleyerek, eski geçmiş günleri de hatırlatan bir hızla, ovada kaybolur, (Yılkı atları - Abbas SAYAR) |
1284 kez okundu
YorumlarHenüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |